Virüsler, en ilkel yapılı canlılardır. Bazı bilimsel görüşler virüsleri canlı dahi kabul etmemektedir. Virüsler esas olarak genetik materyal ve bu materyali çevreleyen bir kılıftan oluşur. Koronavirüsler, kılıflarındaki hücrelere tutunmaya yarayan çıkıntıların oluşturduğu taç şeklinde görüntü nedeniyle Corona (Latince taç demek) ön takısını almışlardır. Koronavirüslerin protein yapıdaki taç şeklindeki çıkıntıları onlara enfekte ettikleri hücrelerde tutunma konusunda çok büyük avantaj sağlar. Dolayısıyla koronavirüslerin virülans dediğimiz etki güçleri daha fazladır. Koronavirüsler, her zaman var olmuşlar ve insanlarda ve hayvanlarda her zaman hastalıklara sebep olmuşlardır. Solunum yolunda ağır hastalık yapan koronavirüs türlerine SARS (Severe Acute Respiratory Syndrome) Coronavirüs denir. Daha önce de koronavirüs salgınları olsa da bir SARS Coronavirüs olan Covid19’u bu kadar tehlikeli hale getiren, bulaşıcılığının çok yüksek olmasıdır.
Covid-19 Belirtileri Nelerdir?
Covid19, hiç belirti vermeden geçirilebilir. Genel belirtileri gripal enfeksiyona benzer. Covid19 belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Halsizlik
- Yaygın kas ağrısı
- Ateş
- Kuru öksürük
- İshal
- Tat ve koku kaybı
- Burun akıntısı
- Boğaz ağrısı
- Gözlerde kızarma
- Vücutta döküntüler
- Solunum güçlüğü
- Göğüste baskı hissi
Covid-19 Kaç Günde Geçer?
Covid19 enfeksiyonunun şu an yasal karantina süresi 14 gündür. Hastalığın 14 gün içinde tamamen iyileşip bulaştırıcılığının kalmayacağı varsayılmaktadır ancak bu durumun istisnaları olabilir. Hastalık birkaç gün de, birkaç ay da sürebilir. Dalgalı bir seyir izleyebilir: Yani hastalık belirtileri azalmışken tekrar alevlenme ya da yeni belirtiler ortaya çıkabilir. Bu yüzden Covid19 kaç günde geçer sorusuna kesin bir cevap vermek güçtür. Bazen hastalığın yarattığı bağışıklık sistemi zayıflaması nedeniyle ikincil enfeksiyonlar hastalık sürecinin ardından görülebilmektedir. Bu durumu Covid19 enfeksiyonu ile karıştırmamak gerekir.
Covid-19 Bulaşıcılık Süresi Ne Kadardır?
Covid19 testi pozitif olan kişiler bulaşıcı kabul edilir. Bu durumda test negatif olduğunda bulaştırıcılık ta kaybolur. Ancak bu durumun istisnaları vardır. Covid 19 testi pozitif olan kişiler hastalığı semptomsuz ya da hafif semptomlu geçiriyorsa bulaştırıcılığı çok düşük olabilir. Öte yandan hastalığı tamamen atlatmış kişilerde bir süre PCR testi pozitif çıkabilir. Bunun sebebi virüsün vücutta kalan genetik materyalidir. Bu durumda kişi bulaştırıcı değildir ancak bu durumun ayrıştırılması mümkün olmadığı için PCR testi pozitif çıktığı sürece kişi bulaştırıcı kabul edilmelidir.
Covid-19 Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?
Covid19 aşılarının en sık görülen yan etkisi aşı uygulamasının yapıldığı kol bölgesinde bir gün süren kas ağrısıdır. Bunun dışında aşı sonrası kırıklık, halsizlik, başağrısı, hafif ateşlenme gibi yan etkiler çok seyrek de olsa görülebilmektedir. Bu yan etkilerin sebebi, aşı ile vücuda verilen ya da vücutta oluşturulan antijenin vücudu alarma geçirerek bir enfeksiyon varmış gibi hazırlamasıdır. Bazen koronavirüse karşı vücutta oluşmuş otoantikorlar organlara zarar da verebilir. Bu çok nadir görülen bir durumdur. Genel bir ilke olarak şunu söyleyebiliriz. Aşı ile oluşan otoantikorları vücuda ve organlara zarar verecek kadar duyarlı olan bir kişinin Covid19 enfeksiyonu geçirmesi durumunda yaşayacağı etki çok daha fazla ve tehlikeli olacaktır. Bu nedenle her durumda aşı olmak gerekir.
Aşı olanlar Covid19 geçirir mi?
Evet, fakat aşısızlara göre çok hafif düzeyde. Aşıların koruyuculuğu antikor oluşturma düzeyi ile ilintilidir. Daha önce aşı olan kişiler tekrar Covid19 enfeksiyonu geçirebilir. Bu nedenle aşı olmak maske, mesafe, temizlik önlemlerini bırakmaya sebep olmaz. Ancak aşı olanların Covid19 geçirme ihtimali çok düşüktür. Ayrıca aşılanan kişilerin ağır hastalık geçirme ihtimali çok düşük, ölüm riski yok denecek kadar azdır.
Covid-19’da, Tat ve Koku Kaybı Ne Kadar Sürer?
Covid19’da tat ve koku kaybı, diğer virüs enfeksiyonlarından farklı olarak tipik ve ayırt edici bir bulgudur. Tat ve koku kaybı muhtemelen virüsün kendisinden değil, vücutta oluşan otoantikorlardan kaynaklanır. Bu nedenle virüs vücuttan tamamen uzaklaştırılsa bile tat ve koku kaybı bir süre daha devam edebilmektedir. Tat ve koku kaybının kalıcı olabileceğini iddia etmek şu an için mümkün değildir çünkü henüz pandemi süreci devam etmektedir.
Delta Mutasyonu Nedir? Delta Plus Mutasyonu Nedir?
Mutasyonlar virüslerin genetik yapılarında ortaya çıkan ufak değişikliklerle oluşan yeni çeşitleridir. Aslında mutasyonlar sürekli olur ama bunların çoğu virüse avantaj sağlamayacağı için kaybolur ya da etkileri fark edilmez. Ancak mutasyon virüsü güçlü hale getiriyorsa bu mutasyonlar bir süre sonra yayılarak esas virüsün yerine geçer. Covid19 pandemisi süresince bu şekilde bir çok mutasyon oldu. Bunlardan İngiltere, Güney Afrika, Brezilya mutasyonları hakim hale gelerek orijinal virüsün yerine geçtiler. Hindistan’da ortaya çıkan mutasyona bilim insanları, ülke adı vererek ırkçı bir söylem yaratmamak için latin harflerini kullanarak isim verdiler. Bu şekilde ilk kez Hindistan’da görülen Delta mutasyonunun ve ardından küçük değişikliklerle ortaya çıkan Delta lus mutasyonunu belirleyen en önemli özellik bulaşıcılığını çok yüksek olmasıdır. Mutasyonun hastalandırıcılığının ve ölüme yol açma eğiliminin ne olduğu henüz yeterince bilinmemektedir ancak yüksek bulaşma hızı, daha fazla hastalık ve daha fazla ölüm demektir.
Delta mutasyonu belirtileri nelerdir?
Delta mutasyonunun belirtileri Covid19’a benzemekle birlikte özellikle başlangıç aşamasında kendine özgü özellikler gösterir. Covid19 daha çok halsizlik, kas ağrısı, yüksek ateş gibi belirtilerle ortaya çıkarken Delta varyantı, boğaz ağrısı, hapşırma, burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu nedenle Delta varyantı başlangıç aşamasında soğuk algınlığı ile karışıp önemsenmeyebilir. “Klima çarptı”, “rüzgarda kaldım” gibi söylemlerde bulunan kişiler bir de aşısızsa mutlaka PCR testi yaptırmalıdır.
Aşı Karşıtları Ne Kadar Doğru Söylüyor?
Aşı, pandeminin sonunu getirecek kadar etkili. Aşı başladıktan sonra Covid19 geçiren, hastaneye yatan, yoğun bakıma alınan ve ölen kişilerin tamamına yakın çoğunluğunun aşısız olması bu durumun kanıtı. Aşı karşıtı söylemlerin hiçbir dayanağı yok. Tıpkı dünyanın düz olduğunu ya da kan naklinin gereksiz olduğunu söyleyenlerin hiçbir dayanağının olmaması gibi. Ancak burada sorun bu kişilerin aşı olmayarak belli bir popülasyonda virüsün yayılımına fırsat vererek yeni mutasyonlar oluşma riskini arttırmaları ve insanlığa zarar verme ihtimalleri. Aşı ile ilgili yan etkiler hiç şüphesiz vardır ama unutmamak gerekir ki bu yan etkilerin görüldüğü kimseler enfeksiyona yakalanırsa çok daha ağır tablolarla karşılaşma ihtimalleri yüksektir.