SİZİN İÇİN BURADAYIZ
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
D vitamini; fosfat, kalsiyum, magnezyumun bağırsak emilimi ve başka birçok önemli biyolojik işlevden sorumlu yağda çözünen bir vitamin türüdür. İnsanlar için bu guruptaki en önemli türler vitamin D3 ve vitamin D2 olarak bilinmektedir.
Özellikle kemik sağlığı ve de iskelet sistemi gelişiminde D vitamininin çok önemli rolü bulunmaktadır. Bunun nedeni olarak, kemik yapısının birincil bileşeni olduğu bilinen kalsiyumun ancak D vitamini ile vücutta emiliminin sağlanmasıdır.
D vitamini yağda çözünen bir vitamin türüdür ve yağ dokularında ve karaciğerde depolanabilir. D vitamini doğal yollardan güneşten alınabilmektedir. Vitaminin ana kaynağı güneşe maruz kalmaya bağlı olarak ciltte gelişen kimyasal reaksiyonla sentez işlemidir.
Cildin doğal yollarla üretmekte olduğu D vitamini miktarı; mevsim, günün saati, cilt tipi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Bu sebeple özellikle yaşam tarzına bağlı olarak D vitamini üretiminde eksiklik görülebilir.
D vitamini eksikliğinin en yaygın nedeni olarak güneş ışınlarına yeteri kadar maruz kalmamak gösterilebilir. Koyu cilt pigmentine sahip olmak, D vitamini alınabilecek besinler yönünden yetersiz beslenmek, ilaç kullanımı, lenfoma gibi kanser türleri D vitamini eksikliğinin bazı diğer nedenleri olarak görülebilir.
D vitamini eksikliğinde yaygın görülen belirtiler ise; yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, saç dökülmesi, depresyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine D vitamini eksikliğinde kas ve kemik ağrıları, kemik erimesi ve kırılmaları gibi durumlarla da karşılaşılır.
D vitamini eksikliğinde tedavi olarak uygulanan en yaygın yöntem D vitamini takviyeleri ve beslenme düzenine D vitamini yönünden zengin yiyecekler eklenmesi olabilir. Özellikle D vitamini takviyelerinin yağ içeren bir yemekle birlikte alınması önerilmektedir.
D vitamini, kalsiferol olarak da bilinen özellikle kemik oluşumu açısından hayati bir rol oynayan ve vücut için birçok işlevi bulunan, yağda çözünebilen bir vitamin türüdür. Yağda çözünen bir vitamin türü olduğuna değindiğimiz D vitamini, karaciğer ve yağ dokularında depolanmaktadır.
D vitamininin en önemli bileşikleri D3 (kolekalsiferol) ve D2 (ergokalsiferol) olarak bilinmektedir. D vitamininin ana kaynağı ise güneşe maruziyettir. Bununla birlikte, yağlı balık eti gibi birkaç besin türü de doğal olarak D vitamini ihtiva etmektedir.
D vitaminin özellikle sağlıklı bir kemik ve iskelet yapısı için çok önemli görüldüğüne değindik. Buna sebep olarak da kemik yapısının bileşeninde yer alan kalsiyumun D vitamini ile birlikte emiliminin sağlanmasıdır.
Güneşe maruz kalma ile birlikte, cildimizde gerçekleşen kimyasal reaksiyona bağlı olarak kolekalsiferol sentezi gerçekleşir ve bu sayede de D vitamini sentezlenir. Bu sebepten dolayı güneşe maruz kalma, D vitamini sentezinin en güvenli ve kolay yolu olarak dikkat çekmektedir.
Sağlığımız açısından yeterli miktarda D vitaminini almış olmamız büyük önem teşkil etmektedir. Vücutta D vitaminin eksik olması ve de buna bağlı olarak çeşitli semptomların ortaya çıkması yeteri kadar D vitamini alınmadığına işarettir.
D vitamini ihtiyacı kişiye göre farklılık gösterebildiği gibi yaş ilerledikçe alınması gereken D vitamini miktarı da artmaktadır. Gerekli D vitamini seviyelerinin altı D vitamini yetmezliğine neden olmaktadır.
Gelişmiş ülkeler ve Avrupa da dahil olmak üzere, dünya çapında milyonlarca yetişkinde D vitamini eksikliği veya yetmezliği görülmektedir. Özellikle çocuklarda görülen güçlü D vitamini eksikliği raşitizm adı verilen rahatsızlığa neden olmasıyla bilinmektedir.
D vitamini ihtiyacının karşılanmasında ki en önemli kaynağın güneş ışığı maruziyeti olduğuna değindik. Düzenli ve yeterli güneş ışığına maruz kalınmadığı durumlarda ise vücut D vitamini bakımından yetersiz kalır.
D vitaminin insan sağlığı açısından yeterli miktarda alınması gerekmektedir. D vitaminin kandaki seviyesi mililitre başına nanogram cinsinden (ng/mL) 12 değerinin altında olması D vitamini eksikliği, yetmezliği olarak tanımlanmaktadır.
Bununla birlikte, D vitamini ihtiyacı yaşa ve kişiye göre de değişiklik gösterebilmektedir. Örnek vermek gerekirse;
Özellikle yaşlılar D vitamini ihtiyacı bakımından risk altında görülmektedir. Bu nedenle yaşlandıkça D vitamini ihtiyacının arttığını unutmamak gerekir. D vitamininin güneşten sağlanamadığı durumlarda D vitamini takviyelerine ihtiyaç duyulabilir.
D vitaminin eksiklik olarak görülebileceği seviyelere ise şu şekilde değinebiliriz;
D vitaminin kaynağı olarak güneşe ve de güneş ışığına maruziyetin önemine değindik. Bu nedenle D vitamini eksikliğinin en yaygın nedenleri arasında, yeterince güneş ışığına maruz kalmamak, D vitamini açısından zengin diyete sahip olmamak sayılabilir.
Bunlarla birlikte, D vitaminin eksikliğinin bazı önemli nedenlerine şu şekilde değinebiliriz;
Bazı durumlarda D vitamini eksikliği herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Ancak D vitaminin en yaygın belirtileri, yorgunluk, baş ağrısı, kemik erimesi gibi durumlardır. Bununla birlikte D vitaminin önemli ölçüde az olmasıyla ilişkili çocuklarda görülen raşitizm hastalığı da D vitamini eksikliğinin belirtileri arasındadır.
D vitamini eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilecek bazı önemli semptomlara şu şekilde değinebiliriz;
D vitamini eksikliği birçok hastalığa ortam hazırlayabilir. Bu sebepli D vitaminin vücutta istenilen düzeylerde olması önem teşkil eder. Özellikle günümüz çalışma koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda, güneşe yeteri kadar maruz kalmama ve yetersiz beslenmeye bağlı D vitamini eksikliği oldukça yaygın olarak görülmektedir.
D vitamini eksikliğinde özellikle büyüme ve gelişmede gerilik dikkat çekmektedir. Yine D vitamini eksikliğine bağlı olarak; cilt yaralarının geç iyileşmesi, aşırı terleme, kilo vermede güçlük, sık enfeksiyon geçirme ve sürekli üşüme gibi durumlar yaygın olarak gözlenmektedir.
Hamilelik döneminde yeteri kadar D vitaminin alınması, hem anne hem de çocuk için ayrıca önem teşkil etmektedir. Anne karnındaki çocuğun gelişimi anneye direkt bağlı olduğundan, bu dönemde D vitamini oranına dikkat edilmelidir.
Hamilelikte D vitaminin eksik dozlarda alınması, bebek üzerinde kalıcı hasarlara yol açabilmektedir. Anne ve bebeklerde D vitamini eksikliğine bağlı olarak, kas zayıflığı, kemiklerde yumuşama ve bebeklerde diş çıkarma ile ilgili sıkıntılar meydana gelebilir.
D vitaminin ana kaynağı olarak güneş ışığına değindik. Özellikle yeterince gün ışığına maruziyet D vitamini eksikliğinin kapatılması bakımından önem teşkil eder. Bununla birlikte, D vitamini takviyeleri de tedavi açısından önemli görülmektedir.
Kişinin yaşı ve ihtiyacına göre alınacak D vitamini dozunun ilgili hekim tarafından belirlenmesi önemlidir. Enjeksiyon veya ağız yoluyla D vitamini takviyeleri alınabilmektedir. Ayrıca D vitamini takviyelerinin yağ içeren yemeklerle birlikte alınması da tavsiye edilir.
D vitamini eksikliğinden korunmanın en etkili yollarından birinin, D vitamini takviyeleri ve çeşitli vitaminlerin düzenli olarak alınması olduğu bilinmektedir. Güneş ışığına yeteri kadar maruz kalmakta önemli bir gerekliliktir.
Güneş ışığından yeteri kadar D vitamininin sağlanamadığı durumlarda besin takviyesi yoluyla D vitamini ihtiyacı desteklenebilir. D vitamini eksikliğinin ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçların bilincinde olmak korunma yöntemleri açısından birincil unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.