Şap Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

Paylaş

SİZİN İÇİN BURADAYIZ

Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın

* Bu alanlar gerekli

Halk arasında ‘tabak’ ya da ‘dabak’ olarak da bilinen şap hastalığı, genellikle hayvanlarda görülen ancak nadirde olsa insanları da etkileyebilen viral bir enfeksiyon rahatsızlığıdır. Şap hastalığı genellikle; koyun, keçi, sığır, yaban domuzu vb. çift tırnaklı hayvanlarda görülmektedir. Hayvanlarda yaygın olarak tırnaklar ve ağızda tutulum gözlenmektedir.

Şap hastalığı, kronik bir hal aldığında zayıf veya yavru hayvanlarda ölümcül olabilen ancak genellikle et, süt ve iş gücü kaybına sebep olan hastalıktır. Devlet kanallarına ihbarı zorunlu olan hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın mortalitesi düşük olmasının yanı sıra yüksek morbiditeye sahiptir. Hayvandan hayvana bulaşan bir viral enfeksiyon olsa da çok nadir olmakla beraber insana bulaş da gözlenebilir.

Şap Hastalığı Nedir?

Şap hastalığı, genellikle çift tırnaklı hayvanlarda görülebilen, oldukça bulaşıcı olan viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık ilk kez 16. yy. ‘da tanımlanmış ve Türkiye’ de ise ilk olarak 20. yy. başlarında kayıt altına alınmıştır. Şap hastalığına neden olan virüsün bilinen 7 çeşidinin yanı sıra (A, O, C, Sat 1, Sat 2, Sat 3 ve Asia 1) birçok farklı alt tipi bulunmaktadır. Her türün farklı özellikleri ve yayılma alanları bulunmaktadır. Bu nedenle virüsün bir türüne karşı kazanılan bağışıklık diğer türlere karşı koruma sağlamamaktadır.

Şap virüsü her ne kadar hayvandan hayvana bulaş gösterse de nadirde olsa insanlara da bulaşabilmektedir. Şap virüsü doğrudan solunum kanalıyla veya dolaylı olarak virüs bulaşmış yüzeyle temas durumunda hayvanlara bulaşabilmektedir. Başlıca bulaş yolu ise, havada bulunan damlacıkların solunmasıdır. Bununla birlikte; sağlıklı hayvanların enfekte hayvanlarla beraber bulunmaları, virüs bulaşmış su ve yem ve de sağlıklı hayvanların virüsle kontamine olmuş tesislerde veya araçlarda bulunması durumunda bulaş gerçekleşebilir.

Şap hastalığından etkilenen hayvanlarda iyileşme dönemi oldukça uzun sürebilmekte ve bu hayvanlar özellikle hastalığın daha önce görülmeyen bölgelere taşınmasında oldukça etkili olmaktadır. Hastalık ve virüs hakkında oldukça geniş bir bilgiye sahip olunmasına rağmen günümüzde hala dünyanın önemli bir kısmında etkili olmakta ve de sıkça rastlanan hastalıklar arasında yer almaktadır. Şap hastalığı; virüsün dozuna, suşuna, giriş yerine bağlı olarak klinik veya subklinik belirtiler göstermektedir.

Şap Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Şap hastalığının belirtileri, virüsün türü, etkilenen hayvanın cinsi, virüsün bulaş yolu ve virüse maruziyet düzeyi gibi çeşitli unsurlara göre değişebilmektedir. Özellikle sığırlarda hastalığın semptomları daha ağır olabilmektedir.

Şap hastalığının başlıca belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Ağız ve burun bölgesinde yaralar
  • Dil, dudak ve ağızda şişme
  • Yüksek ateş
  • Salya artışı
  • Hareket etmede isteksizlik
  • Süt ineklerinde süt miktarının azalması
  • Depresyon
  • Genç hayvanlarda kalp rahatsızlığı
  • Topallık
  • Solunumda artma ve/veya solunum güçlüğü
  • Kusma
  • İshal
  • Kasılmalar veya titremeler

Bağışıklık sistemi nispeten güçlü olan hayvanlarda hastalığın belirtileri daha nadir görülmektedir ve de hastalık hayati bir durum doğurmaz. Bununla birlikte şap hastalığı, sağlığa olan etkilerinin yanı sıra ekonomik olarak da etkileri bulunan bir rahatsızlıktır.

Şap Hastalığı Teşhis ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Şap hastalığının belirtileri hayvanın genel sağlık durumu, yaşı, türü ve bağışıklık düzeyine göre değişiklik gösterebilmektedir. Şap hastalığının bulaşmasından sonra belirtilerin ortaya çıkış süresi genellikle 2-14 gün arasında değişmektedir. Bunun yanı sıra, Dünya Hayvan Sağlık Örgütünün şap hastalığı için belirttiği kuluçka süresi 14 gündür.

Şap hastalığının tanısında öncelik uzman veteriner hekim tarafından yapılan fiziki muayene olmaktadır. Hayvanda salya artışının olması, köpüklü akıntı ve/veya tırnak arası bölgesinde oluşan erozyonlar ön teşhis konulabilmesi için yeterli olmaktadır. Buna ek olarak hastalığın tanısı amacıyla bazı klinik testlerden de yararlanılır. Önerilen temel 4 tanı yöntemi; Antijen ELISA testi, virüs izolasyonu, nükleik asit tanımlama ve kompleman fiksasyon testi olarak belirtilebilir.

Şap hastalığı viral bir rahatsızlık olduğundan günümüzde kesin bir tedavi methodu bulunmamaktadır. Tedavi sürecindeki ilk amaç hastalığın kontrol altına alınması ve önlenmesinin sağlanmasıdır. Bazı durumlarda hastalığın belirtilerini azaltmaya yönelik tedaviler uygulanabilmektedir. Şap hastalığının önlemeyi amaçlayan çeşitli aşılar bunlara örnek olarak verilebilir. Özellikle hastalığın yaygın olarak görüldüğü bölgelerde düzenli olarak aşılama yapılması hastalığı önlemeye yardımcı olabilmektedir.

Şap Hastalığı İnsanlara Bulaşır mı?

Şap hastalığı genellikle çift tırnaklı hayvanlarda görülen virüslerden kaynaklanan bir enfeksiyon rahatsızlığıdır. Bu hastalık hayvandan hayvana bulaş özelliği göstermektedir ancak bağışıklık sistemi zayıf olarak nitelenebilen kişilerde, çocuk ve yaşlılarda nadir de olsa görülebilmektedir. İnsanların şap hastalığına yakalanmaları ile ilk belirtiler genellikle 2-6 gün içerisinde kendisini göstermektedir.  Şap hastalığının insanlardaki belirtileri soğuk algınlığı ve griple benzerlik göstermektedir.

Şap hastalığının insanlardaki başlıca belirtileri; boğaz ağrısı, yüksek ateş, ellerde uyuşma, karıncalanma ve kabarcık oluşumu ve ağız çevresi ve dilde kabarcıklar olarak sayılabilir. İnsanlarda şap hastalığı belirtileri genellikle hafif olmakta ve birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçebilmektedir. Hastalığın insandan insana bulaşmadığı belirtilse de enfekte olma durumunda sağlıklı insanlarla yakın temas kurmanın kısıtlanması önerilmektedir.

Şap Hastalığından Korunma Yolları Nelerdir?

Şap hastalığı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın salgın hastalıklar mücadele programı kapsamında yer alan bir rahatsızlıktır. Bu sebeple yurt genelinde 6 ayda bir aşılama programı yürütülmektedir.

Bununla birlikte şap hastalığından korunmaya yardımcı bazı unsurlara şu şekilde değinebiliriz;

  • Dezenfekte olunmadan ahırlara girilmemelidir.
  • Hastalıktan şüphe duyulan hayvanlar hemen ayrı bir ahıra alınmalıdır.
  • İhbarı mecbur bir hastalıktır. Rastlanılması durumunda derhal yetkili mercilere haber verilmelidir.
  • Aşısız hayvanlar ahıra sokulmamalıdır.
  • Hayvanlar düzenli olarak şap hastalığına karşın aşılanmalıdır.
  • Bölgeye yeni gelen hayvanların hastalığı taşıyıp taşımadığı kontrol edilmelidir.
  • Ahırların duvarları, yemlikleri, tabanı dezenfekte edilebilecek malzemeden yapılmalı ve düzenli bir şekilde dezenfekte edilmelidir.
  • Hayvanların sürekli bağlı kaldıkları ahırların yanında yeni gelen hayvanların durabileceği ayrı bir bölüm inşa edilmelidir.
  • Hasta hayvanların bulunduğu ahırdan çıkarılan artık yem ve altıklar derhal yakılmalıdır.
  • Sağımdan önce ellerin, memelerin ve sağım araç-gereçlerin dezenfeksiyonuna dikkat edilmelidir.