SİZİN İÇİN BURADAYIZ
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Öneri ve Şikayetlerinizi Bize Yazın
* Bu alanlar gerekli
Sinüsler, burun boşluklarının etrafında yer alan hava dolu boşluklardır. Bu boşluklarda genellikle viral ya da bakteri kaynaklı iltihaplanma görülebilmektedir. Burun boşluğu etrafındaki bu sinüs yapılarının enfeksiyonuna sinüzit denilmektedir. Sinüzit rahatsızlığı genellikle soğuk algınlığı ve alerji nöbetleri ile birlikte gelişim gösterir. Toplumda yaygın olarak görülen sinüzitin tedavisi mümkündür.
Akut, subakut ve kronik olmak üzere sinüzitin farklı çeşitleri bulunmaktadır. Akut sinüzit ile kronik sinüzitin belirtileri oldukça benzerlik göstermektedir. Hastalığın belirtileri genellikle hafif geçme eğilimindedir. Sinüzite bağlı olarak; burun tıkanıklığı, sarı-yeşil renkte burun akıntısı, yüz kemiklerinde dolgunluk, geniz akıntısı, koku almada güçlük ve baş ağrısı gibi belirtiler gözlenebilir. Evde de uygulanabilecek; tuzlu su, ağrı kesici kullanımı gibi doğal yöntemler akut sinüziti rahatlatabilmektedir ancak kronik sinüzit durumunda antibiyotik tedavisi gerekebilir.
Sinüs kelimesi latince ‘sığ boşluk’ anlamına gelmektedir. Sinüsler, burun boşluklarının etrafında bulunan hava dolu boşluklardır. 4 çift olan sinüsler, arasında yer aldıkları kemiklere göre tanımlanmaktadır. Sinüslerin içleri solunum yolu hücreleri ile bezelidir. Sinüslerin fonksiyonları arasında; solunan havayı ısıtma, nemlendirme, yabancı partikülleri tutma, mukus salgılama, bakterileri tutarak çoğalmalarını önlemek sayılabilir. Sinüsleri örten hücre tabakasının iltihaplanmasına ise sinüzit denilmektedir.
Sinüzit, rahatsızlığın süresi ve etkenine göre çeşitli sınıflara ayrılmaktadır. Hastalığın altında yatan unsura göre yapılan sınıflandırma viral ya da bakteriyel sinüzit şeklindedir. Bununla birlikte, sınıflandırma genellikle hastalığın süresine göre yapılmaktadır. Sinüzite bağlı olarak gelişen iltihaplanmanın 2 hafta civarında sürmesi akut sinüzit olarak tanımlanmaktadır. 2 ile 12 hafta arası süren sinüzit vakaları subakut olarak tanımlanırken, 12 hafta ve daha uzun süren durumlar kronik sinüzite işaret etmektedir. Tekrarlayan sinüzit ise yılda 3 veya daha fazla atağın yaşandığı durumlardır.
Sinüzit genellikle alerjiler ve soğuk algınlığı sonrasında meydana gelmektedir ve ayrıca burun mukozasının şişmesiyle sinüslerin tıkanmasına yol açmaktadır. Sinüzitin çeşitli belirtileri bulunmaktadır. Bu belirtiler arasında; burun akıntısı, öksürük, göz çevresindeki şişlik, geniz akıntısı, baş ve yüz ağrısı, ağız kokusu, ateş ve koku almada güçlük sayılabilir. Sinüzit teşhisi, bulguların değerlendirilmesi, muayene ve bazı testlerin uygulanması ile konulmaktadır.
Sinüzit tedavisinde yararlanılan bazı yöntemler bulunmaktadır. Özellikle, burun spreyleri, antibiyotikler ve ağrı kesici kullanımı bu yöntemler arasında gösterilebilir. Kronik sinüzit durumunda cerrahi müdahale de tercih edilebilmektedir. Sinüzit riskini azaltmak adına; burun içini nemli tutmak, tütün ürünlerini kullanmamak, alerjenlerden uzak durmak, burnun temizliğine özen göstermek ve sıcak kompres uygulamaları önerilebilir.
Sinüzitin çeşitli türleri bulunmaktadır. Bu türler; semptomlara, etkilenen sinüs boşluklarına, altta yatan unsurlara göre değişiklik göstermektedir. Hastalığın tedavi yöntemleri de türüne göre değişiklik gösterebilir.
Bazı önemli sinüzit çeşitlerine genel olarak şu şekilde değinebiliriz;
Sinüzit genellikle viral üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlı olarak gelişmektedir. Akut sinüzite genellikle soğuk algınlığı neden olmaktadır. Bazı durumlarda, bakteriyel enfeksiyonlar da sinüzite neden olabilmektedir. Kronik sinüzitin yaygın nedenleri arasında ise; nazal polipler, solunum yolu enfeksiyonları, sapmış nazal septum, saman nezlesi gibi alerjiler ve diğer tıbbi durumlar gösterilebilir.
Sinüzite neden olabilecek bazı önemli unsurları şu şekilde sıralayabiliriz;
Kronik ve akut sinüzit benzer belirtilere neden olabilmektedir. Akut sinüzit de belirtiler geçici olarak sürerken kronik sinüzit durumunda semptomların en az 12 hafta sürmesi beklenmektedir. Kronik sinüzit gelişmeden önce birkaç akut sinüzit atağı da olabilmektedir. Ayrıca sinüzitin belirtileri kişiden kişiye de farklılık gösterebilmektedir.
Sinüzitin yaygın olarak görülebilen bazı önemli belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;
Sinüzit teşhisinde öncelikle hastanın öyküsü dinlenerek fiziki muayenesi yapılmaktadır. Genellikle fiziki muayeneye dayanılarak ön teşhis konulabilmektedir. Gerekli görüldüğü hallerde ise; alerji testi, bilgisayarlı tomografi, burun salgı örneği ve endoskopik görüntüleme gibi bazı tetkiklerden yararlanılır. Elde edilen tetkik sonuçlarının değerlendirilmesi üzerine kesin teşhis konulabilmektedir.
Sinüzit teşhisi koyabilmek ve hastalığın altında yatan temel unsurun tespit edilebilmesi adına şu yöntemlere başvurulabilir;
Nispeten hafif görülebilecek sinüzit vakalarında hastalık doktor kontrolünde kendiliğinden düzelebilmektedir. Sinüzit tedavisi, doktor kontrolünde olmak kaydıyla rahatsızlığın semptomlarına ve sinüzit tipine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.
Sinüzit tedavisinde yaygın olarak tercih edilebilen bazı önemli tedavi yöntemlerine şu şekilde değinebiliriz;
Sinüzit kolay olarak tedavisi mümkün olan ancak ihmal edilemeden kısa süre içerisinde tedavisi gereken bir rahatsızlıktır. Sinüzit tedavi edilmediği hallerde, gastrit, reflü, menenjit, göz enfeksiyonu, beyin apsesi, kronik faranjit gibi ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilmektedir. Kronik sinüzit durumunda, hem sağlık hem de yaşamsal konfor adına cerrahi yöntemler de tercih edilebilmektedir.
Sinüzitin önlenmesi adına kişinin günlük yaşamında alması gerekli olan bazı önlemlerden söz edilebilir. Öncelikli olarak, ellerin düzenli olarak yıkanması ve enfeksiyon kapma riskinin azaltılması önemlidir. Bazı alerjenlere karşı dikkatli olmak ve özellikle evde hava sirkülasyonunu sağlamak da önleyici bir adım olarak görülebilir. Yeterli sıvı alımı, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve genel bağışıklık sisteminin güçlü tutulması sinüzit riskini azaltan unsurlar arasındadır. Sinüzit kişilerin yaşamını önemli ölçüde olumsuz etkileyebilecek bir rahatsızlıktır.
Islak saçla dışarı çıkılması da üst solunum yolları enfeksiyonlarına zemin hazırlayarak sinüziti tetikleyebilir. Ödem çözücü ve rahatlatıcı olması adına buhar solumak da sinüzite iyi gelebilmektedir. Tüm bu önlemleri yanı sıra, sinüzit rahatsızlığı olan kişilerin hastalığı ihmal etmeden doktor kontrolünde uygun tedaviye başlaması gerekmektedir. Hastalığın erken teşhisi ve tedavisi ile semptomlar kontrol altına alınabilmektedir.