Uyku Apnesi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Paylaş

Solunum, nefes almamızı sağlayan ve bizi hayata bağlayan yegane yaşamsal fonksiyonumuzdur. Uyku sırasında solunumda meydana gelen kesintiler belli bir süre nefes almamızı engeller. Bu duruma uyku apnesi veya uyku apnesi sendromu denilmektedir.

Ölümcül sonuçlar doğurabilecek uyku apnesi oldukça yaygın bir rahatsızlık olmasına rağmen, çoğu zaman teşhisi konulmadığından veya konulamadığından bilinmemektedir.
Uyku apnesinin başlıca 3 ana çeşidi bulunmaktadır. Bunlar; obstrüktif (tıkayıcı) uyku apnesi, santral uyku apnesi ve kompleks uyku apnesi sendromu olarak belirtilebilir. Bazı uyku apnesi çeşitlerinin görülme sıklığı cinsiyete bağlı değişiklik gösterebilmektedir.

Uyku apnesinin en önemli belirtisi, mevzubahis olduğu gibi uykuda solunumun durmasıdır. Bu sendroma sahip kişilerin çoğu uykuda solunumlarının durduğunun farkına dahi varmayabilir. Uyku laboratuvarında uygulanan uyku testleri ile teşhis konulabilen uyku apnesinin aynı zamanda çeşidi veya nedeni de tespit edilip ona göre uygun tedavi yöntemi seçilir.

Halk arasında uyku bozuklukları adına daha çok bilinen horlama da bazı durumlarda uyku apnesinin önemli bir göstergesi olabilmektedir. Çoğu zaman, horlama bir rahatsızlık olarak görülmeyip doktora başvurulmaz ve daha ciddi sağlık problemlerinin gözden kaçırılması kaçınılmaz olur.

Uyku Apnesi Nedir?

Uyku apnesinin uyku sırasında solunumun belirli sürelerle durması olduğuna değindik. Bu biçim bir solunum bozukluğuna uyku apnesi diyebilmek için en az 10 saniye solunumun kesintiye uğramış olması gerekir. Uyku apnesi rahatsızlığının farklı nedenleri olan çeşitli tipleri de bulunmaktadır.

Uyku apnesi deyince akla ilk gelen horlamadır. Ancak uyku apnesi ile horlama aynı şeyler değildir. Horlama uyku sırasında hava yollarında meydana gelen titreşimden kaynaklı gürültü olarak tanımlanabilir. Aynı şeyler olmasa da horlama uyku apnesinin önemli bir belirtisi/göstergesi olabilmektedir.

Uyku apnesi olan kişilerin, uykudayken sağlıklı insanlara nazaran solunum kaslarında daha fazla gevşeme görülür ve solunum yolları gerekli biçimde açık tutulamaz. Bununla birlikte, soluk alıp vermek zorlaşır ve kandaki oksijen düzeyinin de düşmesiyle dokulara yeterince oksijen ulaştırılamaz.

Yetersiz oksijen kişinin uyanmasına neden olur ve ancak o zaman solunum süreci normal seyrine kavuşur. Uyku apnesi ile ortaya çıkan bu süreç; hipertansiyon, diyabet, kalp krizi gibi birçok hastalığın oluşmasında rol oynamaktadır.

Yeterli süreler uyuduğunu düşünüp, gün içinde uykusuzluk, yorgunluk ve halsizlik sorunu yaşayanlar uyku apnesi sendromunu göz önünde bulundurmalıdır.

Uyku Apnesi Neden Olur?

Uyku apnesinin genel bir tabir olarak nedenine boğazdaki kasların, havanın geçmesine engel olacak biçimde gevşemesi olduğuna değindik. Bununla birlikte, uyku apnesi farklı nedenlere göre 3 kola ayrılabilir. Bunlar; santral (merkezi), obstrüktif (tıkayıcı) ve iki tipin birlikte görüldüğü karma tip olarak belirtilebilir. Üst solunum yolunda yer tutan büyümüş bademcikler, kiloya bağlı damak daralmaları veya yumuşak damak sarkması, tıkayıcı uyku apnesi sendromunun nedenleri olarak sayılabilir. Beynin nefes alıp vermekle ilgili komut vermesinde sıkıntılar olduğu ve bunun sonucunda solunumun beyin kaynaklı kesintiye uğradığı uykuda solunum bozukluğu ise santral (merkezi) uyku apnesinin nedenleridir.

Uyku apnesi genel olarak uyku sorunlarına bağlı birtakım diğer rahatsızlıklara bağlı olarak da gelişebilmektedir. Bunun yanı sıra; uyku apnesine yol açan yaygın nedenlere şu şekilde değinebiliriz;

  • Fazla kilolu olmak
  • Büyük bademciklere ve geniz etine sahip olmak, burun tıkanıklığı
  • Üst solunum yoluna bağlı rahatsızlıklar
  • Madde bağımlılığı, ilaç kullanımı
  • Yaşlılık, cinsiyet, genetik yatkınlık
  • Sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklar ve düzensiz yaşam biçimi
  • Yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıklar

 Uyku apnesi yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da görülebilmektedir. Gürültülü bir biçimde uyku halinde sürekli horlayan kişilerinde uyku apnesi rahatsızlıkları olabileceği konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir.

Uyku Apnesi Tipleri Nelerdir?

Uyku apnesi tiplerini 3 ana başlık altında inceleyebiliriz. Bunlar; santral (merkezi), obstrüktif (tıkayıcı) ve iki tipin birlikte görüldüğü karma tip olarak sayılabilir.


Santral (merkezi) Uyku Apnesi; Bu tip uyku apnesi, beynin solunum merkezinden ilgili kaslara sağlıklı biçimde sinyal iletilememesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Obstrüktif apne tipinden farklı olarak solunum işlevi gerçekleştirilemez ve hava akımı kesilir. Konsantrasyon eksikliği, halsizlik ve uykusuzluk hissi ve baş ağrısı gözlenebilecek şikayetlerdir.

Obstrüktif (tıkayıcı) Uyku Apnesi; Bu tip uyku apnesinde, solunum yollarında kısmen ya da tamamen fonksiyon kaybı meydana gelir. Üst solunum yolu tıkanıklığına yol açan bazı unsurlar bu tip uyku apnesi sendromuna neden olmaktadır. Kişi uyku kalitesinde belirgin bir azalma yaşar ve yüksek sesle horlama veya uykusuzluk gibi diğer birtakım şikayetlerde görülebilir.

Mikst Uyku Apnesi (Kompleks Uyku Apnesi): Hem santral uyku apnesi hem de obstrüktif uyku apnesi rahatsızlığının birlikte görüldüğü durumdur. Diğer iki apne türüyle benzer biçimde sonuçlanan rahatsızlık da yine benzer şikayetler söz konusudur.

Uyku Apnesinin Risk Faktörleri Nelerdir?

Uyku apnesi sendromu için en önemli risk faktörünün aşırı kilolu olmak yani obezite olduğu söylenebilir. Genetik yatkınlıklar, solunum yolu organlarındaki bozukluklar veya bazı endokrin sorunlar da risk faktörleri arasında sayılabilmektedir.

Horlama ve uyku apnesi gibi uyku bozukluklarının birçok farklı hastalıkla ilişkili olabileceği bilinmektedir. Bu kapsamda; uyku apnesi sendromunun yol açabileceği bazı risk faktörlerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Yüksek tansiyon
  • İnme
  • Obezite
  • Trafik kazaları
  • Kalp ritim bozuklukları, düzensiz kalp atışları
  • Aşırı yorgunluk, iştah kaybı ve uykusuzluk
  • Uykuda ölüm

Uyku Apnesi Belirtileri Nelerdir?

Uyku apnesi sendromuna, uykudayken solunumun durması olarak değinmiştik. Solunumun durmasını uyku apnesinin başlıca semptomu olarak belirtebiliriz. Uyku apnesi olan çoğu kişi uyku halindeyken nefesinin durduğunun farkında dahi olmaz.

Yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da uyku apnesi görülebilmektedir. Uyku apnesi sendromunun başlıca belirtileri yaşa göre de değişkenlik gösterebilmektedir.

 Uyku apnesi sendromunun başlıca yaygın belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Yüksek sesle horlama (obstrüktif uyku apnesinde daha belirgin olabilmektedir.)
  • Uykuda yaşanan solunumun durması atakları (ancak başkası şahit olabilir)
  • Yüksek tansiyon
  • Konsantrasyon eksikliği
  • Baş ağrısı veya ağız kuruluğu ile uyanmak
  • Gündüzleri yaşanan uyku hali (hipersomni)
  • Sinirlilik hali, libidoda azalma
  • Geceleri huzursuz hissetme, depresif ruh hali
  • Kalp ritim bozukluğu

​​​Horlama ile uyku apnesi aynı şey olmamakla birlikte, uyku apnesi rahatsızlığı olan kişilerin genellikle horlama şikayetlerinin de olduğunu hatırlamak gerekir. Bu nedenle şiddetli, yüksek sesle horlama uyku apnesi sendromunun önemli belirtileri arasındadır.

Uyku Apnesi Teşhisi Nasıl Konur?

Uyku apnesi şüphesi olan kişilerin öncelikle ilgili hekime danışmaları gerekmektedir. Hekim tarafından hastanın öyküsü dinlenir. Metabolik riskler saptanır ve hava yolu değerlendirmesi yapılır. Yapılan ilk gözlem ve fiziki muayene sonucunda uyku apnesinden şüphelenilirse uyku laboratuvarında kişi bir gece yatırılarak gerekli tetkikler yapılır. Halk arasında daha çok uyku testi olarak bilinen bu yöntem polisomnografidir.

Polisomnografi yani uyku apnesi testi hastalığın tespiti ve tedavisi süreçlerinde büyük öneme haizdir. Bu test ile kişi uyurken gece boyunca beyin aktivitesi ve solunumsal gelişmeler takip edilmektedir. Uyku apnesi testi sonucunda solunum bozuklukları kaydedilerek skorlamaya tabi tutulur. İlgili skorlama patolojik düzeye işaret ediyorsa kişiye ‘Uyku Apne Sendromu’ teşhisi konur.

Uyku Apnesi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Uyku apnesi tedavisinde kullanılan birkaç ana yöntem bulunmaktadır. Bunlar; cerrahi uygulamalar, yaşam tarzı değişiklikleri ve CPAP denilen bir makine ile pozitif hava basıncı uygulaması olarak sıralanabilir.

Öncelikle uyku apnesini tedavi edilmesi gereken, ciddi bir hastalık olarak ele almak gerekmektedir. Tedavi yöntemleri ise; kişiye, apnenin derinliği veya çeşidine göre değişiklik göstermektedir. Tedavi planlanırken varsa eğer fazla kilolardan kurtulmak ve de aynı zamanda alkol, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak gerekir. Kişinin hayatına getireceği kalıcı yaşam tarzı değişiklikleri de tedavi açısından büyük önem teşkil eder.

Uyku apnesi tedavisinde, üst solunum yollarındaki ciddi derecedeki darlıklar için cerrahi yöntem tercih edilebilir. Ancak uyku apnesi tedavisinde dünyada en yaygın kullanılan ve de en çok tercih edilen yöntem ‘Kesintisiz Pozitif Nazal Basınç (CPAP)’ tedavisidir.

Uyku apnesi tedavi cihazı ile burun yoluyla yansıtılan hassas bir pozitif basınç oluşturulur. Kişi uyku halindeyken CPAP maskesini takar ve cihazdan gelen pozitif basınç solunum yollarının ve gırtlağın uykuda sürekli açık kalmasını sağlar. Bu şekilde apne ve horlama ortadan kalkmış olur. CPAP cihazı ya da halk arasında daha çok bilinen adıyla uyku maskesinin, tedavinin işlevselliği adına kişiye özel olmasına dikkat edilmelidir.  CPAP tedavisinde ilaç kullanılmaz ve cerrahi işleme ihtiyaç duyulmaz.

Etkisini hemen gösteren CPAP tedavisi ile horlamalar kesilir, kişinin uykusu düzene girmeye başlar ve kişi kendini daha dinç hisseder. Sabah uykusunu almış ve dinç bir biçimde uyanmak kişiyi gün içindeki uykululuk hali, dikkat bozukluğu ve unutkanlık gibi olumsuz etkilerden de kurtarır.

Uyku Apnesi Nasıl Önlenebilir?

Alınacak bazı önlemler ile bir kademeye kadar uyku apnesi problemini önlemek mümkün olabilmektedir. Önlenebilir risk faktörlerinin başında obezite, aşırı kilolu olmak gelmektedir. Sırt üstü yatmamak, sigara, alkol  gibi zararlı alışkanlıkları bırakmak ve ilaç kullanımını azaltmak gibi unsurlarda uyku apnesini önlemek adına yapılabilecekler arasında sayılabilir.