Apandisit Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yöntemleri Nedir?

Paylaş

Karın boşluğunun sağ alt kısmında bulunan apandisit insan vücudunda hala gizemini koruyan bölgelerden biridir. 5-10 cm boyutlarında olabilen ve aynı zamanda apendiks olarak da bilinen bu kör bağırsak uzantısı, genellikle apandisit iltihaplanması ile bilinmektedir. Apandisit yarım santimetre genişliğindedir ve içinde lümen adı verilen bir uzantı barındırır.

Vücudun sağ alt bölgesinde yer alan apandisitin ne işe yaradığı henüz anlaşılmamıştır. Lümenin bağırsakla bağlantısının kesilmesi sonucunda apandisit genişler ve de dolaşımın bozulmasına bağlı olarak patlamaya sebep olabilir. Apandisit vücuttan alındığında herhangi bir majör sağlık problemine yol açmadığı görülmüştür. Apandisit genellikle ani bir şekilde ortaya çıkar ve acil müdahale gerektirir.

Apandisit Nedir?

Apandisit karnın sağ alt tarafında yer alan, kolondan dışarı uzanan parmak şeklinde bir kese biçimindeki, 5-10 cm boyunda ve 3 ile 6 mm çapında olan apendiks adı verilen kör bağırsağın iltihaplanması olarak tanımlanmaktadır. Apandisit iltihaplanması genel olarak ergenlik döneminde kendini gösteriyor olsa da yetişkinlik veya çocukluk döneminde de sık sık karşılaşılabilen bir sağlık sorunudur.

Apandisit belirtileri özellikle bağırsak enfeksiyonu ve idrar yolu enfeksiyonu belirtileri ile karıştırılabilmektedir. Bu nedenle uygulanabilecek yanlış ilaç tedavileri apandisit üzerinde etkili olmayacağı gibi bir süre sonra apandisitin patlamasına yol açabilir. Özellikle çocuklarda apandisit ile ilgili sağlık problemlerinin teşhisi daha zor olabildiğinden, bu çağda ortaya çıkan apandisit sorunları acil müdahale gerektirebilir.

Akut apandisit vakaları, erkeklerde %6 ile 8 kadınlarda ise %6 ile 9 oranları ile dünyada ki en yaygın karın cerrahisi gerektirebilecek durumlar arasında görülmektedir. Apandisit genellikle bir anda kendini gösterir ve de mutlaka acil müdahale edilmelidir. Apendiksin iltihaplanması sonucunda oluşan apandisit oldukça ağrılı olabilmekte ve yüksek ateşe neden olabilmektedir. Gerekli durumlarda acil müdahale edilmemesi halinde kişinin hayatı dahi riske girebilir.

Apandisitin birçok nedeni olabilmektedir. Sindirim sisteminde meydana gelen iltihaplanma durumu, chrons, ülser ve ülseratif kolit gibi nedenler apandisite zemin hazırlayabilir. Apandisitin tam olarak neden olduğu henüz bilinmemekle beraber yaygın olarak apendiksin birikmesi ve tıkanması kaynaklı sebeplerden ortaya çıkmaktadır.

Apandisit teşhisi için ilgili hekim tarafından fiziki muayene yapılmaktadır. Teşhisin kesinleşebilmesi adına gerekli kan ve görüntüleme testleri de uygulanabilir. Apandisit tedavisi genellikle iltihaplı organın vücuttan cerrahi operasyon yardımıyla çıkarılması ile yapılmaktadır. Enfeksiyonun engel teşkil ettiği durumlarda ise öncelikli olarak antibiyotik tedavisi uygulanabilir.

Apandisit Nedenleri Nelerdir?

Apandisite neden olan spesifik bir unsur henüz net olarak saptanmamıştır. Birçok durumda apendiks girişinin vücudun kendi ürettiği veya yabancı maddelerden dolayı tıkanması sonucunda ortaya çıkmaktadır.  Şu söylenebilir ki; apandisit iltihaplanmasının en önemli nedeni olarak kör bağırsağa bağlı lümen denilen uzantının tıkanması olarak belirtilebilir.

Lümen tıkanmasına sebep olabilecek durumlar ise; sertleşmiş dışkıların birikmesi, bağırsak içindeki taşlar, bağırsak çevresinde oluşabilen bezlerin büyümesi ve bağırsak kurtları ya da bağırsak solucanları gibi bazı parazitler olarak sıralanabilir.  Tıkanan lümen şişip büyüyerek patlayabilir ve bunun sonucunda kişi için hayati tehlike dahi arz edebilir.

Apandisit iltihaplanmasının bir diğer önemli nedeni ise bağırsağın çalışma sistemidir. Bu tarz bir apandisit problemi genellikle çocuk yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte sindirim sistemi enfeksiyonları da apandisite yol açabilmektedir. Bağırsağı iltihaplı kişilerde bu bölgeye darbe alınması da apendiks patlamasını tetikleyebilmektedir.

Apandisit Belirtileri Nelerdir?

En belirgin ve yaygın olan apandisit belirtisi şiddetli karın ağrısıdır.  Özellikle sağ alt karın bölgesinde ortaya çıkan şiddetli karın ağrısı, oturma, kalkma, yürüme gibi kişinin günlük rutin aktivitelerini engelleyebilir. Bununla birlikte; mide bulantısı, ateş ve iştahsızlık gibi belirtilerde görülebilmektedir.

Apandisitin bazı önemli belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Alt karnın sağ tarafında başlayan ani ve şiddetli ağrı
  • Mide bulantısı ve kusma, iştahsızlık
  • Kabızlık ve ishal, karındaki şişkinlik hissi
  • Yüksek ateş
  • Öksürme, hapşırma veya derin nefes alındığında sağ alt karın bölgesinde meydana gelen şiddetli ağrı
  • İdrar sıklığında artış
  • Ağızda ve dilde kuruluk
  • Halsizlik, kalp atışlarının hızlanması

Apandisit Teşhisi Nasıl Konur?

Apandisit belirtileri zaman zaman farklı hastalıkların semptomları ile karıştırılabilmektedir.  Bu nedenle teşhisi zor olabilmektedir. Özellikle böbrek taşı veya mesane, idrar yolu, safra kesesi ve yumurtalık ile alakalı rahatsızlıkların teşhisi ile karıştırılabilmektedir. Apandisit teşhis edilmesindeki en önemli unsurlardan biri de gözlenen semptomlardır.

Apandisit teşhisinde öncelikle hekim tarafından hastanın öyküsü dinlenir ve sonrasında fiziki muayene edilir. Fiziki muayenede özellikle sağ alt karın bölgesi kontrol edilmektedir. Yapılan fiziki muayene neticesinde apandisitten şüphelenilmesi durumunda ise kesin tanı koyulabilmesi adına MR (manyetik rezonans görüntüleme), bilgisayarlı tomografi veya karın ultrasonu çekilmesi gibi görüntüleme metotlarından yararlanılır.

Apandisit Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Apandisit tedavisi genellikle cerrahi olmaktadır. İltihaplı organ cerrahi müdahale ile çıkarılmaktadır. Enfeksiyonun cerrahi müdahaleyi engelleyebileceği durumlarda ise antibiyotik tedavisi uygulanabilmektedir. Özellikle apandisitten şüphe duyulan durumlarda veya apandisit patlamasında acil müdahale çok önemli görülmektedir.

Apandisitin patlamasıyla birlikte içerisinde yer alan mikroplar karnın içine yayılır ve zamanla kusma, mide bulantısı, karın ağrısı, kandaki iltihap düzeyinin yükselmesi, halsizlik, yüksek ateş ve tansiyon düşmesi gibi belirtilere yol açar. Bu nedenle apandisitin problem teşkil etmemesi adına en kısa sürede vücuttan çıkartılması çok önemli görülmektedir. En yaygın tercih edilen yöntem olarak bilinen cerrahi yöntem yani apendektomide apandisit cerrahi yöntemle çıkarılmaktadır. 

Apendektomi yöntemi kapalı cerrahi ile (laparoskopi) ya da açık cerrahi yöntemle yapılabilmektedir. Kişinin genel sağlık durumuna göre cerrahi yöntemin türüne karar verilir.  Cerrahi müdahale ile iltihaplanan apandisit vücudun dışarısına çıkarılır. Karın içine dolan iltihaplı bölge temizlenir ve sonrasında kapatılır. Ameliyat sırasında takılan ve de diren adı verilen küçük cerrahi tüple, vücut boşluğuna dolan sıvı dışarıya atılır.

Apandisit ameliyatı olan kişiler genellikle 4-5 gün içerisinde normal yaşamına devam edebilmektedir. Ancak apandisit cerrahi operasyonları sonrası tamamen iyileşme süreci 4 haftayı bulabilmektedir.

İlaç tedavisi uygulanan bazı durumlarda mevcuttur. Özellikle periapendiküler apse hastalarında ilaç tedavisi tercih edilebilir ancak bu nadir bir durumdur. Apandisit tanısının zamanında konulmadığı ve gerekli tedavinin uygulanmadığı hallerde apandisit patlaması ile karşı karşıya kalınabilir. 

Apandisit Ameliyatı (apendektomi) Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Apandisit ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekli birtakım unsurlar bulunmaktadır. Ameliyattan sonra sindirim sistemi fonksiyonları normale dönen hastalar taburcu edilerek eve yollanırlar. Apandisit ameliyatından sonra taburcu edilen hastaların dikkat etmesi gerekli birtakım unsurlara şu şekilde değinebiliriz;

  • Ameliyat sonrası cinsel ilişki kanamaya yol açabileceğinden dikkat edilmesi gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • Ameliyat sonrasında kişi 1-2 hafta istirahat etmeye önem vermelidir. Ameliyat sonrasında hızlıca ayağa kalkılması ve rutin yaşamsal aktivitelere geri dönülmesi bazı durumlarda problem teşkil edebilir.
  • Ameliyat sonrası ağır kaldırılmamasına özellikle dikkat edilmelidir. Özellikle derin dokular iyileşene kadar ağır işlerden kaçınmak gerekmektedir.
  • Duş konusunda hekim uyarılarına kulak verilmelidir. Ameliyat sonrasında açık yaralara kesinlikle su değdirilmemeli ve kesi alanları enfeksiyon tehlikesine karşı korunmalıdır.
  • Ameliyat sonrası hareket kabiliyetini zorlayıcı işlerden uzak durulmalıdır.
  • Ameliyat sonrası dikiş bakımlarının iyi bir şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir. Dikiş bakımının iyi yapılması yara iyileşmesini hızlandırmaktadır.