Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?

Paylaş

Halk arasında ‘karasu hastalığı’ olarak da bilinen glokom, yani göz tansiyonu, göz içindeki sıvı basıncın göz sinirlerine zarar verecek seviyede yüksek olduğuna ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Genellikle herhangi bir belirti vermeden gelişen hastalık tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Göz tansiyonu sinsi bir biçimde, yavaşça gelişim gösteren bir rahatsızlıktır. Belirtileri yavaş yavaş ilerleme kaydeder. Müdahale edilmediği durumlarda ise ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet verir. Bu nedenle, glokomun erken teşhisi ve tedavisi büyük önem teşkil eder.

Göz tansiyonunun, yaygın olarak görülen 2 türü vardır. Bunlar; açık açılı ve kapalı açılı olan glokom olarak belirtilebilir. Açık açılı göz tansiyonu türü belirtileri ve hastalığın gidişatı daha yavaş seyrederken, kapalı açılı glokom bir anda belirti verebilmektedir.

Dünya üzerinde birçok kişinin göz tansiyonu hastalığı ile mücadele verdiği bilinmektedir. Öyle ki geleceğe dair veriler gösteriyor ki, önümüzdeki 20 yıl içerisinde dünya üzerinde 112 milyona yakın kişinin hastalığa yakalanma riski taşımaktadır.

Her yaşta bireyde görülebilen göz tansiyonu özellikle 40 yaş ve üzeri kişilerde daha sık görülmektedir. Şiddetli göz ve baş ağrısı, glokomun yaygın belirtileri arasında karşımıza çıkmaktadır. Ancak özellikle açık açılı olan glokom türünde herhangi bir belirti gözlenmeyebilir.

Glokom teşhisi genellikle rutin ya da herhangi bir nedenle yapılan göz muayenelerinde konulmaktadır. Glokomun şiddetine göre ise uygun tedavi yöntemi belirlenir. Göz tansiyonun çok ileri olmadığı durumlarda ilaç ile tedavi tercih edilmektedir.

Göz tansiyonu başlangıcında kişinin sağlığı açısından herhangi bir sorun yaratmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü glokom ilerledikçe ortaya çıkan hasar seviyesi artar ve görme ile ilgili kalıcı sağlık sorunlarına giden bir tablo belirebilir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir?

Glokom diğer adıyla göz tansiyonu, göz içi basıncın olması gereken seviyeden yüksek olması ve bu nedenle ortaya çıkan hasarlar olarak tanımlanır. Glokom birçok nedene bağlı olarak gelişim gösterebilmektedir. Şuna da dikkat edilmelidir, her göz içi basıncı yüksek olan kişiye göz tansiyonu teşhisi konulmayabilir.

Gözün damar tabakası içerisinde, hümör adı verilen bir sıvı mevcuttur. İçeride üretilen bu sıvının dışarıya aktarılması sırasında dengeleyici bir basınç mekanizması devreye girer. Bu sıvı yeteri kadar dışarıya çıkamadığında içerideki basınç dengesi bozulur ve bu durum görme sinirlerine zarar verir.

Göz içi basıncın normal kabul edildiği aralık, 10-21 mmHg değerleridir. 21 mmHg değerinin üstü glokom ya da göz tansiyonu olarak tanımlanabilir. Göz tansiyonunda normal değer ise 17 mmHg olarak kabul edilmektedir. Gün içinde bu basınç değerleri değişiklik gösterebilir.

Göz tansiyonunun yaygın olarak görülen 2 türü vardır. Bunlar, açık açılı ve kapalı açılı glokom olarak bilinmektedir. Açık açılı olan göz tansiyonu türü gelişim sürecinde herhangi bir belirti vermeyebilir ve ağrısız bir biçimde ilerler.

Kapalı açılı glokom da ise bir anda hastalığın belirtilerine rastlanılabilir. Bu nedenle göz tansiyonunun türüne göre belirtiler yavaş yavaş gelişebileceği gibi bir anda da ortaya çıkabilmektedir. Göz tansiyonu her yaştan kişiyi etkileyebilir. Ancak 40 yaş üzeri kişilerde görülme ihtimali daha yüksektir.

Göz tansiyonu teşhisi genellikle rutin göz kontrolleri sırasınca konulmaktadır. Ancak glokom tasını için kapsamlı tetkikler uygulanır. Optik sinirlerde hasarın olup olmadığının tespiti son derece önemlidir. Glokom hastalığı için erken teşhis çok büyük önem arz etmektedir. Müdahale ne kadar gecikirse, görme alanı ile ilgili problemler o kadar ilerleyebilir.

Göz tansiyonu erken teşhis edilmediğinde ve de gerekli tedavi uygulanmadığında kalıcı görme problemlerine varan boyutta ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet verebilir. Bu nedenle, hastalık hakkındaki bilinç düzeyi önem teşkil eder.

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedenleri Nelerdir?

Göz tansiyonunun oluşmasında etkili birçok nedenden bahsedilebilir. Glokomu tetikleyen en etkili neden ise göz iç basıncının artmasıdır. Göz iç basıncının artması neticesinde oluşan baskı, optik sinirlerde tahribata yol açar ve göz tansiyonu meydana gelir.

Özellikle ailede göz tansiyonu öyküde bulunması hastalığa yakalanma oranını bir hayli artırmaktadır. Glokomun nedenleri olarak görebileceğimiz bazı unsurlara ve risk faktörlerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Genetik miras, ailede göz tansiyonu öyküsü bulunması
  • Yüksek ya da düşük kan basıncı (hipotansiyon veya hipertansiyon)
  • Korneanın normalden daha ince olması
  • 40 yaş üzeri olmak
  • Stereoid vb. yapıdaki ilaçların uzun süreli kullanımları
  • Şeker hastalığı
  • Hipotiroidizm
  • Gözlerde meydana gelebilecek ciddi yaralanmalar sonucunda göz içi basınçtaki artış
  • Yüksek miyopi, migren
  • Irksal faktörler
  • Kansızlık
  • Yakını görememe (hipermetrop)

Gözün yapısında, gözlerin iç boşluğunu dolduran hümör aköz sıvısı bulunur. Bu sıvı sürekli üretilmekte ve gözün içi ile dışı arasındaki basınç dengesinin sağlanmasında rol oynamaktadır. Hümör aköz sıvısının birtakım nedenlere bağlı olarak göz içinde bırakması ve basınç oluştuması göz tansiyonunun en belirgin sebebidir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Kimlerde Görülür?

Göz tansiyonu her yaştan kişide görülebilmektedir. Ancak özellikle 40 yaşın üzeri kişiler ve ailede glokom öyküsü bulunanlar, göz tansiyonu açısından riskli grubu oluşturmaktadır. Glokomun genetik ile ilişkili olabileceği de tahmin edilmektedir.

Bununla birlikte glokomun sık görülebileceği unsurlara şu şekilde değinebiliriz;

  • İleri yaş
  • Ailede göz tansiyonu öyküsü bulunması, genetik faktörler
  • Sigara kullanımı, şeker hastalığı
  • Miyop (uzağı net görememe)
  • Göz yaralanmaları

Göz tansiyonu açısından riskli olarak belirttiğimiz unsurlara sahip olmak, rutin göz muayenelerinin atlanmaması ve gerekli göz muayenelerinin yaptırılması adına öncelik teşkil etmektedir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Belirtileri Nelerdir?

Göz tansiyonu belirtileri genellikle erken evrede kendisini göstermemektedir. Yine bununla birlikte hastalığın belirtileri kişiden kişiye de değişebilir.

Göz tansiyonunun yaygın olarak görülebilen bazı belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Özellikle sabahları görülen baş ağrısı
  • Zaman zaman bulanık görme
  • Gözde gerginlik ve sertlik hissi, üzerine bastırınca oluşan ağrı
  • Görüş açısının aniden veya hızlı bir biçimde kısıtlanması
  • Şiddetli göz ağrısı
  • Mide bulantısı veya kusma
  • Göz bebeklerinin irileşmesi, göz kızarıklığı
  • Işık çevresinde renkli halkaların görülmesi

Göz tansiyonunun yaygın olarak görülen 2 türü olduğuna değindik. Açık açılı glokom hastalarında, rahatsızlığın gelişim sürecinde herhangi bir belirti görülmeyebilir. Bu sebeple bu tür hastalığın erken evrede tespit edilebilmesi adına rutin göz muayeneleri büyük önem taşır.

Çocuklarda görülen göz tansiyonunun ise bazı belirgin semptomları olabilmektedir. Göz yaşarması, gözlerde acı hissi, gözün biraz büyümesi ve kızarıklık bu yaygın belirtiler arasında karşımıza çıkmaktadır.

Göz Tansiyonu (Glokom) Nasıl Teşhis Edilir?

Glokomun çoğu zaman belirti vermeyen bir hastalık olduğuna değindik. Aynı zamanda göz tansiyonu erken teşhis edildiğinde rahatlıkla tedavi edilebilmektedir. Özellikle ailede glokom öyküsü bulunan kişilerin rutin göz muayenelerini ihmal etmemeleri gerekir.

Göz tansiyonu teşhisi çeşitli kapsamlı testler aracılığıyla konulabilmektedir. İlk olarak kişinin glokom ölçümü yapılmaktadır. Akabinde optik sinirlerde hasar olup olmadığının tespiti amacıyla fundus muayenesi gerçekleştirilir.

Göz tansiyonu rahatsızlığının teşhisinde yararlanılan bazı testlere ve tanı yöntemlerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Optik sinir muayenesi (oftalomoskopi)
  • Görme alanı testi (bilgisayarlı)
  • OCT, HRT
  • Göz içi basıncın ölçülmesi ve drenaj açısının incelenmesi

Göz Tansiyonu (Glokom) Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Göz tansiyonu tedavisinde kullanılan çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Göz tansiyonu sonucunda görme sinirlerinde tahribat meydana gelmiş ve de görüş zarar görmüşse hasar geri döndürülemez. Ancak ilerlemesi engellenerek hasar kontrol altına alınabilmektedir.

Glokom tedavisinde, ilaçla tedavi yöntemi sonuç vermediğinde diğer tedavi yöntemleri uygulanır. Destek olarak ağızdan alınan ilaçlar, lazer tedavisi, göz damlaları, cerrahi müdahaleler hastalığın gidişatını kontrol altında tutmak amacıyla kullanılan diğer tedavi yöntemleri arasındadır.

Göz tansiyonu kademe kademe gelişim gösteren bir rahatsızlıktır. Bu yüzden hayat boyu düzenli kontrollerin yaptırılması ve tedaviye devam edilmesi büyük önem teşkil eder.

En önemli hususlardan biride, glokomun sebep olabileceği görme kayıplarının önüne geçmenin en etkili yolu olan erken teşhis ve uygun tedavi yönteminin belirlenmesidir. Bu nedenle düzenli olarak görme alanı muayenelerinin yaptırılması gerekir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Riskleri Nasıl Önlenebilir?

Göz tansiyonunun görme sağlığı açısından geri döndürülemez sonuçlara yol açabileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, glokom riskinin önlenmesi adına uygulanabilecek bazı tedbirlere şu şekilde değinebiliriz;

  • Hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi, düzenli egzersiz rutini
  • Ciddi göz yaralanmalarına karşı tedbirli olmak
  • Düzenli göz muayenesi yaptırmak. 40 yaş öncesi her 5 yılda bir, 40 yaş sonrası her 3 yılda bir ve de 60 yaş sonrası her yıl düzenli göz muayenesi yaptırmak glokom riski açısından önemle tavsiye edilmektedir.
  • Sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklara sahip olmamak
  • Göz tansiyonuna yakalanma da genetik miras önem teşkil eder. Bu sebeple, göz sağlığı açısından aile geçmişinin bilinmesi önemlidir.
  • İlgili hekim tarafından göz için düzenli kullanımı tavsiye edilen ilaç veya göz damlası varsa bunların aksatılmadan kullanılması göz tansiyonunun oluşmasının önüne geçilmesi adına önemli görülmektedir.