Kana rengini veren ve oksijenin hücrelere taşınmasını sağlayan proteine ‘hemoglobin’ adı verilmektedir. Kırmızı kan hücreleri (alyuvar) tarafından taşınan hemoglobin, kan yoluyla vücudun her bölgesine ulaşır.Hemoglobin ya da kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarlar) ihtiyaç duyulan düzeyin altına düşmeleri veya işlevlerini yerine getirememeleri sonucunda anemi, ‘kansızlık’ meydana gelmektedir. Anemi tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
Kan tarafından ihtiva edilen alyuvarlar ve de hemoglobin bizzat vücut tarafından üretilir. Hayati öneme sahip kan içinde bulunan bu bileşenlerin sağlıklı biçimde üretimlerinin sağlanması için gerekli vitamin ve minerallerin vücuda alınması çok önemlidir.
Bu bağlamda, ancak dengeli ve yeterli beslenme yoluyla sağlıklı bir kan içeriğinin sağlanması mümkün olabilmektedir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenmeye sahip olmamak ve de kanın bileşenleri için çok önemli görülen B12 vitamini, demir, folik asit gibi minerallerin eksikliği kansızlık tablosuna yol açabilmektedir.
Anemi veya kansızlığın çeşitli nedenleri olabilmektedir. Kan üretimi için çok önemli olan demir elementinin eksikliği kan üretiminin yavaşlamasına yol açmaktadır. Bununla birlikte bazı vitamin eksikliği durumları da kansızlığa yol açabilmektedir. Kansızlık hafif veya şiddetli olmak üzere iki ana grupta değerlendirilebilir. Genellikle şiddetli olmayan kansızlık türlerinde herhangi bir belirti gözlenmeyebilir. Ancak durumun şiddetli seyrettiği hallerde bazı belirgin semptomlar dikkat çekmektedir.
Kansızlığın teşhis edilmesinde birtakım kan testleri uygulanmaktadır. Bazı hallerde ek teşhis yöntemleri de gerekebilir. Kesin teşhis amacıyla fiziki muayenenin gerektiği durumlarda söz konusu olabilmektedir. Aneminin tedavisi hastalığın durumuna göre belirlenmektedir. Demir, B12 ve folik asit takviyeleri uygulanan tedavi yöntemlerindendir. Bununla birlikte, takviyelerin doktor kontrolünde alınması büyük önem teşkil eder.
Anemi (Kansızlık) Nedir?
Kanımızda bulunan hemoglobin veya kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarların) olması gereken düzeyin altına düşmeleri sonucunda, halk arasında daha çok ‘kansızlık’ olarak bilinen rahatsızlık meydana gelmektedir.
Hemoglobin kana rengini verir ve de oksijenin hücrelere taşınmasını sağlar. Alyuvarlar ise hemoglobin tarafından taşınır. Dolayısıyla dokulara yeteri kadar oksijenin iletilememesi halinde kansızlığa bağlı birtakım sağlık sorunları gelişir.
Anemi tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Yine aneminin birkaç farklı çeşidi bulunur. Sonradan ortaya çıkabileceği gibi kalıtsal olarak da kansızlık görülebilmektedir. Hemolitik anemi, aplastik anemi, pernisiyöz anemi ve megaloblastik anemi, kansızlığın bazı çeşitleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kanda bulunan düşük hemoglobin seviyelerinin kansızlığa sebebiyet verdiğine değindik. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), erkekler için litre başına hemoglobin seviyesini 130 gram, kadınlar için 120 gram, yeni doğanlar için ise 140 gramın altı anemi olacak şekilde belirlemiştir.
Çeşitli türlerinin olduğuna değindiğimiz kansızlığın en çok görülen türü demir eksikliğine bağlı olarak gelişen türdür. Hemoglobin demir açısından zengin bir proteindir. Yeterli düzeyde olmaması durumunda demir eksikliği kendini göstermektedir.
Hafif düzeydeki kansızlık rahatsızlıkları herhangi bir belirti vermeyebilir. Ancak ciddi durumlarda şiddetli ve belirgin semptomlar ortaya çıkar ve mutlaka tedavisi gerekir. Aksi durumlarda kişinin hayatını risk altına alabilecek düzeyde yan etkiler gelişebilir. Çeşitli kan sayımı değerleri, hemoglobin ve eritrosit gibi kan değerlerinin düzeylerinin tespiti ile kansızlık teşhisi konulabilmektedir. Bazı durumlarda ek tetkik veya fiziki muayene ile de tanı konulabilir.
Kansızlığın tedavi edilmesinde durumun neye bağlı olarak geliştiğini yani altta yatan nedenin tespit edilmesi büyük önem teşkil etmektedir. Daha sonra kişinin genel sağlık durumu ve hastalığın düzeyine göre uygun tedavi yöntemi belirlenir. Kansızlığın ortadan kaldırılmasında demir, B12 ve folik asit takviyeleri yaygın olarak tercih edilen tedavi araçlarındandır. Kişinin durumuna göre tedavi süresi, dozu ve sıklığı belirlenerek süreç takip edilir.
Anemi (Kansızlık) Risk Faktörleri Nelerdir?
Bazı kronik hastalıklar, vücutta işleyen demir ve kırmızı kan hücrelerinin üretim metabolizmasını bozabilmektedir. Dolayısıyla anemiye zemin hazırlanır. Crohn, ülseratif kolit gibi otoimmün hastalıklar ve de kanser kansızlık için risk faktörleri olarak görülen hastalık çeşitleridir.
Kalıtsal olarak ortaya çıkan Akdeniz anemiside (talasemi) genetik risk faktörleri etkisinde ortaya çıkan bir kansızlık çeşididir. Bununla birlikte, hamileliğe bağlı olarak da kansızlık görülebilmektedir. Özellikle belli bir yaştan sonra da kansızlığın sık görülebilen rahatsızlıklar arasında olduğu bilinmektedir. Bu nedenle yaşlılarda aneminin takibi ve tedavisi önem arz etmektedir.
Anemi (Kansızlık) Neden Olmaktadır?
Kansızlığa sebep olabilecek çeşitli nedenler vardır. Bunlar arasından en çok görülen anemi nedeni demir eksikliği olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, B12 ve folik asit eksikliği anemileri de görülmektedir.
Kolon kanseri, ülser gibi bağışıklık sistemini etkileyen rahatsızlıklar da vücutta çeşitli metabolik işlemlerin dengesini bozarak kansızlığa yol açabilmektedir. Ayrıca, çölyak ve gastrointestinal sistem hastalıkları da demirin emilimini kısıtladıklarından anemiye sebep olmaktadır.
Kansızlığın altında yatan temel nedenlere şu şekilde değinebiliriz;
- Kırmızı kan hücrelerinin vücutta normalden daha kısa sürede bertaraf edilmeleri
- Vücutta yeteri kadar kırmızı kan hücresinin üretilmemesi
- Kanamaya bağlı olarak kırmızı kan hücrelerinin azalması
- Hemoglobin düzeylerinde düşüş
Aneminin ortaya çıkma nedenine göre birçok farklı çeşidi bulunmaktadır.
Anemi (Kansızlık) Çeşitleri Nelerdir?
Aneminin birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabileceğine değindik. Buna göre de anemi çeşitleri sınıflandırılmaktadır. Örneğin, demir eksikliğine bağlı olarak gelişen anemiye demir eksikliği anemisi adı verilir.
Kansızlığın ortaya çıkma nedenine göre çeşitlerine, genel olarak şu şekilde değinebiliriz;
- Demir eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan, ‘demir eksikliği anemisi’
- Vitamin eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan, ‘vitamin eksikliğine bağlı anemi’
- Vücudun yeteri kadar kırmızı kan hücresi üretemediği durumlarda ortaya çıkan ‘aplastik anemi’
- Lösemi veya miyelofibroz gibi kemik iliği hastalıklarına bağlı gelişen, ‘kemik iliği hastalığına bağlı anemiler’
- Alyuvarların yıkımının üretimlerinden daha fazla olması durumunda ortaya çıkan, ‘hemolitik anemiler’
- Kalıtsal bir hemolitik anemi türü olan ‘orak hücre anemisi’
- ‘Kronik kurşun zehirlenmesine bağlı anemi’
- Kanser, HIV/AIDS, crohn gibi kronik hastalıklara bağlı ortaya çıkan ‘kronik hastalık anemisi’
Anemi (Kansızlık) Belirtileri Nelerdir?
Hafif düzeyde anemi rahatsızlıklarının herhangi bir belirti vermeyebileceğine daha önce değindik. Ancak kansızlık şiddetine göre birtakım belirgin semptomları da beraberinde getirebilmektedir.
Anemi genellikle altta yatan başka bir nedene, rahatsızlığa bağlı olarak gelişmektedir. Bu durumlarda altta yatan hastalığın belirtileri kansızlığın belirtilerinden daha önce ortaya çıkabilmektedir. Aneminin tipine ve şiddetine göre de belirtiler değişebilmektedir.
Genel olarak kansızlık nedeniyle ortaya çıkan semptomlara şu şekilde değinebiliriz;
- Egzersiz sırasında meydana gelen olağan dışı düzensiz veya hızlı kalp atışı
- Uykusuzluk, bacaklarda kramplar
- Nefes darlığı, göğüs ağrısı
- Enerji kaybı ve kolay yorulma
- Ciltte solukluk, baş dönmesi
- Kulan çınlaması, üşüme
- Huzursuz bacak sendromu
- Unutkanlık, konsantrasyon eksikliği
- Saç dökülmesi
Anemi (Kansızlık) Nasıl Teşhis Edilir?
Anemi dünya çapında çok sık görülen bir hastalıktır. Neredeyse her toplum ve yaşta kansızlık ciddi biçimde görülebilmektedir. Anemi teşhisi koymak adına ilk önce ilgili hekim tarafından anemiye neden olabilecek herhangi bir unsurun varlığı, yani kişinin öyküsü dinlenir.
Klinik muayene sonrası yapılacak tam kan sayım testi ile (hemoglobin analizi) kandaki hemoglobin seviyesi incelenir. Değerlerin olması gereken düzeyin altında olduğu hallerde kansızlık teşhisi konulmaktadır.
Gerekli kan testleriyle birlikte teşhise yardımcı fiziki muayene de yapılabilmektedir. Bununla birlikte; kalp ritminin dinlenmesi, nefes testi gibi yöntemlerde tanı için uygulanabilir. Dışkı testi ve birtakım endoskopik uygulamalarda kullanılan teşhis yöntemleri arasındadır.
Anemi (Kansızlık) Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Anemi tedavisi kullanılan çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Kansızlığın türüne, şiddetine ve de seyrine göre uygulanan tedavi yöntemi değişebilmektedir. Kansızlığın tedavi edilmesinde ana unsur, anemiye neden olan durumun tespit edilerek ortadan kaldırılmasıdır.
Anemi tedavisinde genellikle ana prensip kırmızı kan hücresi sayısının artırılmasıdır. Böylelikle kanın taşıdığı oksijen miktarı artmış olur. Bununla birlikte, B12, demir ve folik asit takviyeleri de uygulanan tedavi yöntemlerindendir.
Örneğin demir eksikliğinin neden olduğu anemi vakalarında yeterli kan üretiminin tekrar sağlanabilmesi için demir takviyeleri kullanılır. Kansızlığın şiddetli olduğu durumlarda ise yatarak tedavi ile kan transfüzyonu (kan nakli) dahi gerekebilir.
Aneminin tedavi edilmesi gerekli bir rahatsızlık olduğuna değindik. Kansızlığın tedavi edilmediği durumlarda ise demir eksikliğine bağlı olarak kalp yetmezliği, kalpte büyüme gibi sağlık sorunları meydana gelebilmektedir.
Kansızlığın birçok tedavi yönteminin olabileceğine değindik ve tedavilerin genellikle olumlu sonuç verdiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, aneminin belirtilerine de geniş bir biçimde değindiğimiz üzere, eğer kansızlıkla ilgili semptomlar gözleniyorsa mutlaka hekime danışılmalıdır.