Serebral Palsi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Paylaş

Halk arasında ‘beyin felci’ olarak da bilinen serebral palsi (SP), kişinin motor becerilerinin geri kaldığı, hareketlerinin, duruşunun ve yürüyüşünde birtakım kısıtlamalara sebep olan bir hastalıktır. Beynin henüz gelişim aşamasında hastalık meydana gelir.

Statik Ensefalopati olarak da bilinen rahatsızlık bebekli ve çocukluk dönemlerinde görülmektedir. Daha çok erken fatal dönem ve 5 yaşına kadar ortaya çıkan rahatsızlık, oksijen yetersizliğinin yanı sıra, çeşitli enfeksiyonlar ve beyin anomalileri kaynaklı da gelişebilmektedir.

Serebral palsi teşhisi, fiziki muayene ve sinir sistemini görüntülemeye yarayan bazı tetkikler sonucu konulabilmektedir. Hastanın öyküsü de teşhis de önem teşkil eder. Erken veya bebeklik döneminde tanısı konulan hastalarda çeşitli rehabilitasyon uygulamaları ile beynin nöroplastisite özelliğinden yararlanılarak tedavi edilmesi mümkün olabilmektedir.

Serebral Palsi Nedir?

Serebral palsi, diğer bir adıyla ‘beyin felci’ genellikle bebeklik döneminde belirtileri görülmeye başlayan, temelde kasların tonusuna, hareketine ve kişinin motor becerilerinde ciddi aksamalara sebebiyet veren bir hastalıktır.Serebral palsi, çoğunlukla beyin henüz gelişme aşamasındayken meydana gelen hasarlar sonrasında gelişim gösterir. Serebral kelimesi beyin anlamına gelmektedir. Palsi ise hareket kısıtlılığını, felç durumunu ifade eder.

Hareket kabiliyeti ve duruş da ciddi aksamalara sebebiyet veren hastalığın çeşitli evrelerinde farklı belirtileri görülebilmektedir. Ancak serebral palsinin kesin denebilecek bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Belirtiler genellikle bebeklik ve de erken çocukluk döneminde kendini göstermeye başlar.

Vücudun gevşek durması, gövde ve ekstremitelerde sertlik, anormal refleksler, duruş bozukluğu ve yürümede aksamalar beyin felcinin yaygın görülen belirtileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Serebral Palsi aynı zamanda, mesane ve bağırsak kontrolü, solunum, yeme ve konuşma gibi kişinin motor becerileri üzerinde de olumsuzluklara sebebiyet verir.

Serebral palsi bir hastalık olmaktan ziyade, kas hareketlerinin kontrolü ile ilgili beyin hasarının neden olduğu belirtiler bütünüdür. Beyin felçli çocuklarda yutkunma ve göz kasları ile ilgili problemlerde görülmektedir. Göz kaslarının koordineli çalışmaması sonucunda ise bir nesne üzerine odaklanma konusunda ciddi zorluklar ortaya çıkmaktadır.

Serebral palside kasların çalışması, hareket ve de fiziksel aktivite üzerinde görülen kısıtlamalar kalıcı olmaktadır. İlerleme de göstermeyen bu sağlık sorunları henüz bebek anne karnındayken meydana gelmiş olabilir. Tüm bunların yanı sıra, epilepsi, beslenme ve iletişim ile ilgili sorunlarda ortaya çıkabilmektedir.

Serebral palsi özellikle çocukluk yaşlarında ortaya çıkan engellilik tablosunun başında gelmektedir. Özellikle belli bir ağırlığın altında dünyaya gelen çocuklar da serebral palsi görülme olasılığı daha da fazladır. Birçok farklı beyin hasarı türü beyin felcine neden olabilmektedir. Teşhislerin %20’ sine yakını, doğumdan önce, doğum sırasında veya doğumdan kısa bir süre sonra konulmaktadır.

Serebral palsi hastalarında en sık görülen belirti kas tonusunun artması yani spastisite olarak bilinmektedir. Vücudun etkilendiği bölümlere göre beyin felcinin çeşitli tipleri bulunmaktadır. Serebral palsi tanısı konulan bir kişinin beyin hasarının tamamen iyileşmesi günümüz şartlarında mümkün olmamaktadır.

Beyindeki nöron adı verilen sinir hücrelerinin kendilerini yenilemedikleri varsayılmaktadır. Ancak, komşu sinir hücrelerinin çeşitli fonksiyonları üzerine alması (nöroplastisite) gibi unsurlar, erken teşhis halinde birtakım gelişmelere fırsat sunmaktadır.

Serebral Palsi Nedenleri Nelerdir?

Serebral palsi neden olur sorusu rahatsızlıkla ilgili merak edilen konuların başında gelmektedir. Beyin felci, genellikle doğumdan önce anne karnında, beyin gelişiminde ortaya çıkan aksaklıklar, beyinde meydana gelen hasarlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

Ancak ne kadar temel sebep anne karnındaki beyin gelişimi ile ilişkilendirilsede, nedeni tespit edilemeyen birçok serebral palsi hastası da vardır.

Serebral palsiye zemin hazırlayabilecek bazı unsurlara ve de risk faktörlerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Annede görülen enfeksiyon nedeniyle fetüsün etkilenmesi
  • Rahimde veya yenidoğan olarak gerçekleşen beyin kanaması
  • Doğumda meydana gelen sıkıntılar nedeniyle beynin oksijensiz kalması, ani asfiksi.
  • Anormal gelişime sebep olan kalıtsal gen mutasyonları
  • Kaza veya düşmeden kaynaklanan kafa travmaları
  • Çeşitli ilaçların kullanımı
  • Servikal yetmezlik
  • Çoğul gebelikler
  • Gelişmekte olan beynin kan akışında meydana gelen bozulmalar

Serebral Palsi Tipleri Nelerdir?

Serebral palsinin beynin etkilediği bölümlere göre ve de tahribatın şiddetine göre 5 farklı çeşidi bulunmaktadır. Bunlar; spastik, atenoid, hipotonik, ataksik ve karma tip olarak sınıflandırılır. Her tipin kendine özgü doğurduğu farklı sonuçlar olabilmektedir.

Serebral palsi tiplerine şu şekilde değinebiliriz;

Spastik serebral palsi: Beyin felcinin en sık rastlanan türüdür. Hastaların yaklaşık %80’ ini oluşturmaktadır.  Spastik tip, beynin dış katmanını oluşturan serebral korteksin hasar görmesi sonucu ortaya çıkmaktadır.  Çoğunlukla prematüre bebekler bu tür rahatsızlıktan etkilenmektedir. Motor becerilerinin gelişmemesi, hareket kısıtlıkları ve duruş bozuklukları en sık görülen belirtiler arasındadır.

Atenoid serebral palsi: Atenoid tip serebral palsi hastaları vücut hareketlerini kontrol etmekte zorlanmaktadır. Rahatsızlık, kollarda, ellerde ve bacaklarda istemsiz ve anormal hareketlere neden olmaktadır. Bazı hallerde yüz ve dilde etkilenir. Atenoid tip beyin felci hastaların ortalama %20’sinde görülmektedir.

Hipotonik serebral palsi: Spastik tipin aksine hipotonik serebral palside kaslar aşırı gevşektir. Bu tipte kas sisteminin kontrolü oldukça güçtür ve kişinin kolları ve bacakları gevşek, sallanıyor gibi durur. Bebeklerde baş kontrolü yetersiz ve nefes almada güçlükler doğurabilir.

Ataksik serebral palsi: En seyrek görülen serebral palsi türlerinden biridir. Hastaların yaklaşık %10’ unda görülmektedir. Yürümenin gecikmesi bu türe ait bir semptom olarak dikkat çekmektedir. Nesneleri kavramak, yazmak ve motor becerilerin yerine getirilmesinde de aksamalar görülür.

Karma tip serebral palsi: Bazı durumda farklı tiplerin bir arada görülmesi söz konusu olabilmektedir. Genellikle spastik ve atenoid tip bir arada görülür.

Serebral Palsi Belirtileri Nelerdir?

Serebral palsi belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebildiği gibi rahatsızlığın düzeyine göre de değişebilmektedir. Beyindeki hasarın konumu ve şiddeti belirtileri açısından önemlidir. Serebral palsi genellikle hareket ve koordinasyon becerileri üzerinde birçok belirtiye neden olur.

Serebral palsinin bazı önemli belirtilerine şu şekilde değinebiliriz;

  • Denge ve kas koordinasyon yetersizliği (ataksi)
  • Düğme iliklemek, yazı yazmak, eşya almak gibi motor becerilerinde zorluk duyulması
  • Kas tonusunun çok sert veya yumuşak olması
  • Öğrenmede güçlük çekmek
  • Titreme veya istemsiz hareketler
  • Abartılı ve hızlı refleksler
  • Konuşma bozuklukları veya konuşma becerisinin yaşa göre geri kalması
  • Belli yaşa gelen bebeklerin veya çocukların oturma, yürüme, sürünme gibi fiziksel aktiviteleri gerçekleştirememeleri
  • Emme ve yutkunmada zorluk, salya akması
  • Kasların gergin ve sert olmalarına bağlı olarak hareket kabiliyetinin belirli bir akıcılık içinde yürütülememesi (spastisite)
  • Rijidite (kas katılığı)
  • Genellikle bilinç kaybının eşlik ettiği nörolojik tabanlı nöbetler

Hareket ve koordinasyon becerileri ile ilgili belirtiler genellikle zaman içerisinde kötüleşme eğiliminde olmamaktadır. Serebral palsi kişinin tüm vücudunu etkileyebildiği gibi tek bir uzuv veya tarafa da odaklı etkiler görülebilmektedir.

Serebral Palsi Tanısı Nasıl Konur?

Serebral palsi genellikle hafif belirtiler göstererek başlar ve gün geçtikçe bu belirtiler belirgin hal alır. Doğumdan birkaç ay sonrasına kadar tanı konulabildiği görülebilmektedir.

Serebral palsi tanısı ise genellikle hastanın öyküsü dinlendikten sonra, fiziki muayene ve sinir sistemi ile ilgili birtakım görüntüleme yöntemleri aracılığıyla konulabilmektedir. Hekim tarafından uygulanan fiziki muayenede kişinin; oturma ve ayağa kalkabilmesi, vücudun duruşu ve kasların tonusu, gerginliği gibi unsurlar değerlendirilmektedir.

İlgili hekim tarafından fiziki muayene yapıldıktan sonra teşhis koyabilmek adına çeşitli testler yapılması gerekebilir. Bu testlerin arasında öncelik beyin taramalarıdır. Beyinin incelenmesi adına uygulanacak testler ile durum daha net bir biçimde değerlendirilir.

Manyetik Rezonans Görüntleme (MRG) taramaları ile beynin ayrıntılı kesitlerin incelenir. MRG testleri genellikle hastanın beynindeki olası lezyonları ve anormallikleri saptayabilmektedir. Bununla birlikte, yenidoğan bebeklerde ultrasonografi görüntüleme yöntemi ile beyinde meydana gelmiş kanamalar veya da aksi durumlar saptanabilmektedir.

Nöbetler eşliğinde gelişen serebral palsi varlığında ise elektroensefalografi (EEG) yöntemi ilehastanın beyin dalgalarındaki anormallik tespit edilebilmektedir.

Serebral Palsi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Serebral palsinin kesin olarak değerlendirilebilen bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Serebral palsi rahatsızlığına sahip çocuklar veya yetişkinler genellikle tıbbi bakım ekimi eşliğinde uzun süreli bir tedavi ihtiyacı duyarlar.

Serebral palsi hastalığı tedavisinde yararlanılan tıbbi alanlar; çocuk doktoru, ortopedist, fizyoterapist, ergoterapist, dil ve konuşma terapisti, özel eğitim öğretmeni, nörolog, pediatrik nörolog gibi uygulama alanlarıdır.

Özellikle hastalığın teşhisinin akabinde erken dönem uygulanacak fizik tedavi programı büyük önem teşkil etmektedir. Doğumdan sonraki 1-2 yıl boyunca fizyoterapistler ve ergoterapistler  eşliğinde, baş ve gövde kontrolü, yürüme ve kavrama gibi fonksiyonlar için destek sağlanır.

Serebral palsi için henüz bilinen bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, titreme ve epilepsi nöbetleri ile kas sertliğini önleyici ilaçlar kullanılabilmektedir. Kaslarda aşırı sertlik görülen hastalar için botoks tedavisi de önerilen tedavi yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Serebral palsi hastalarının tedavi planlamasında öncelikle; zeka geriliği, görme ve işitme problemleri ve konuşma ve anlama güçlüğü açılarından değerlendirme yapılarak uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir.

Serebral Palsi Nasıl Önlenir?

Serebral palsi rahatsızlığını önlemek genellikle mümkün olmamaktadır. Ancak bazı tedbirler alınarak risk faktörleri azaltılabilir. Özellikle hamile kalmayı planlayan veya hamile kişilerin alacağı önlemler azami önem teşkil eder.

Serebral palsi risk faktörlerini azaltmak adına uygulanabilecek bazı unsurlara şu şekilde değinebiliriz;

  • Kişi sağlığına özenle dikkat etmeli, herhangi bir ciddi hastalık veya enfeksiyon tehditine karşı bağışıklığını yüksek tutmalıdır.
  • Tercihen hamile kalınmadan önce aşılanmak önem teşkil eder. Özellikle kızamıkçık gibi rahatsızlıklara karşı aşılanmak beyin hasarına neden olabilecek enfeksiyonları önleyebilir.
  • Kafa travmalarının önüne geçmek adına, düşmek, kaza geçirmek gibi durumlar karşısında azami dikkatli olmak gerekir.
  • Hamilelik sürecinde, öncesinde ve sonrasında tütün, alkol gibi zararlı alışkanlıklardan mutlaka uzak durulmalıdır.
  • Hamilelik sürecinde rutin yapılan doktor kontrolleri önem teşkil etmektedir.